Özel mesajlarıma baktım. 2016 yılında bir arkadaşımız özelden şu soruyu sormuş bana:
"merhaba sarı ev stüdyosu kayıtlarını dinledim bişi soracaktım kayıtlarda bu kadar net canlı sesi nasıl alıyorsunuz mikrofon ses kartıyla alakalı mı yoksa mixle de alakası var mı"
Kendisine yanıt verip, vermediğimi maalesef hatırlamıyorum ancak burada (bugün) herkesin göreceği şekilde cevaplamayı tercih ettim. Öncelikle Sarı Ev Akustik projemi bilmeyenler için Youtube link'ini paylaşmak isterim: Sarı Ev Akustik
Arkadaşımızın sorusunu da kısaca cevaplamaya çalışayım;
Sarı Ev Akustik projesine girme sebebimden başlamak isterim... O dönemlerde birçok "Youtube akustik müzik" projesine denk geliyordum ve hiçbirinden memnun değildim kendi adıma. Bu noktada bu tarz projeleri gerçekleştiren arkadaşlar üzerinde özellikle ses (kayıt/mix) anlamında farkındalık yaratmak amaçlı böyle bir projeye başladım, gerekli ekipmanı aldım ve bu ekipmanı kullanabilecek genç, işini seven ve çalışırken zevk alan arkadaşları buldum.
İlk kayıt aşamasında projenin başında durdum, daha sonraki kayıtları Bilgehan Çoruhlu arkadaşımız kendisi devam ederek aynı şekilde sürdürdü. Sanatçıları/grupları çağırırken özellikle davul kullanacaklarsa akustik gitar olmamasına (mikrofona fazla ses kaçacağı için) dikkat etmeleri gerektiğini söyledim (uymayanlar oldu, bir şekilde mix sırasında çözdüm bunları). Ve kayıt alınırken olabilecek en temiz ve net sesin alınmasına gayret gösterilmesini sağladım.
Kullandığım ekipman (hatırladığım kadarı ile):
- Mic-pre / AD Çevirici: RME Octamic XTC (8-kanal ADAT ile analog'dan dijitale çevrilen sinyal direk olarak Protools'a geliyordu)
- DAW: Protools Ultimate HD
- Mikrofonlar: sE, Neumann, Shure, Sennheiser markalarının mikrofonları
Kayıtlarda olabilecek hatalı kullanım ihtimaline ve mix sırasında geri dönüşü de olamayacağı için compressor kullanılmasını istemedim.
Finalde projenin kafamda planladığım gibi tınlamasının altında yatan ana sebepler ise şunlar;
- Ekipman kalitesi belli bir düzeyde idi
- Oda, benim Mix & Mastering odam idi ve akustiği son derece profesyonel bir şekilde John Brandt tarafından tasarlanarak uygulandı
- Kayıtlar olabilecek en temiz hali ile alınmaya çalışıldı
- Mix'leri (ve sonrasında mastering'leri) normal bir albüm projesinde ne kadar titiz çalışıyorsam, aynı titizlikte ve uğraşı ile yaptım
Sonuçta kafamda hayal ettiğim "akustik proje"nin sound'unu reel olarak da çıkartabildim. Mix'lerde özellikle sound'un "samimi" gelmesini istiyordum, bunu sağlayabildiğimi düşünüyorum (gerek tonlamalarım, gerekse FX'leri kullanma şeklim sayesinde). Özetle, o dönem için (ki hala öyle sanıyorum) diğer akustik projeleri dinlediğinizde onlardan sound anlamında en azından "farklı" tınlayan, belli bir karakteri olan bir proje ortaya çıkarttığımı düşünüyorum. Henüz dinlememiş olan arkadaşların da yurakıdaki linkten dinlemesini tavsiye ederim ve dinledikten sonra varsa sorularınız, buradan bana yazabilirsiniz. Elimden geldiği kadarı ile cevaplamaya çalışacağım.