Kompozit malzemeden yekpare olarak üretilen, nem ve rutubetten etkilenmeyen; kırılmayan bağlama yapmışlar. İşte AR-GE budur.
[video=youtube;BGHHYnt4sbk]https://www.youtube.com/watch?v=BGHHYnt4sbk[/video]
Kompozit malzemeden yekpare olarak üretilen, nem ve rutubetten etkilenmeyen; kırılmayan bağlama yapmışlar. İşte AR-GE budur.
[video=youtube;BGHHYnt4sbk]https://www.youtube.com/watch?v=BGHHYnt4sbk[/video]
Hocam yeniliklere karşı biri değilim ama enstrumanın kasası tonu ön kapak kadar olmasa da etkileyici bir etmen, zaten dinlediğinizde bağlamanın sesi sanki bir bidondan geliyor gibi duyuluyor, iç kısıma değişik bir işlem yaparak bu boğuk ve tenekemsi yankılanmayı belki giderebilirler.
UAD Apollo8 / WARM Audio WA87 / Rode NT5 St. / Dynaudio bm6a / Yamaha NS10m / ATH m20x & DT770
[QUOTE=ugur86;32263]Hocam yeniliklere karşı biri değilim ama enstrumanın kasası tonu ön kapak kadar olmasa da etkileyici bir etmen, zaten dinlediğinizde bağlamanın sesi sanki bir bidondan geliyor gibi duyuluyor, iç kısıma değişik bir işlem yaparak bu boğuk ve tenekemsi yankılanmayı belki giderebilirler.[/QUOTE]
Uğur hocam, o konuda haklısın. Ne olursa olsun, akustik enstrüman tadı vermesi ve tamamen onun yerini alması biraz zor. Ama daha da gelişecek gibi görünüyor, zamanla değişik fikirlerle düzeltebilirler belki.
Getirdiği faydalar da azımsanacak gibi değil hani
Öyle şey olurmuymuş. Mobilya mı bu.
Bağlama dediğin dut ağacından olmalı, ustasının elinden yüreğinden yontulmalı. Sapında çalanın parmak izi kalmalı,
gövdesi sahibinin kimi kahrından kimi coşkusundan vuruşlarıyla sararmalı.
Bağlama dediğin candır, insan gibi iyisi kötüsü olmalı.
Yere atarsan kırılmalı, duvara yaslarsan üzülüp bükülmeli.
Gitarın yangından kurtarılmışı makbuldür derdi rahmetli...Yani ki enstruman dediğin yaşar, yaşlanır olgunlaşır .
Çalındıkça çalanıyla birlikte gelişir güzelleşir.
Tabi bunları söylerken iyi bir ustanın elinden çıkmış özel yapım ağaç enstrumanları kast ediyorum.
Stradivarius kemanlar gibi.
Olayı yine duygusala bağladım galiba. Neyse profösörün konuşma metninin altını kendimce böyle doldurdum.
Farklı bir bakış açısı diyelim...
[MENTION=2311]nacib[/MENTION] [MENTION=2821]Vbaran[/MENTION] hocam olaya baya bi duygusal açıdan yaklaşmışsınız Sizin açınızdan baktığımızda hak vermemek elde değil...
Ama ben enstrüman'ı daha çok bir araç olarak görüyorum. Çalamayan, müziği hissetmeyen birisine gül ağacından yapılmış bağlama verseniz ne olur ki. Enstrüman ne kadar iyi olursa olsun, müzisyen kişinin rolü bence daha büyük bu konuda.
Teknolojik yenilikler, bazı konularda insanlara kolaylık sağlasa da; bazı şeylere erişimi kolaylaştırdığı için midir nedendir bilinmez; aradaki duygusal yaşanmışlıkları yok ediyor. Eski toprak olan, bu işlere gönül ve emek veren kişilerin de bu durum çoğu zaman zoruna gidiyor. Sadece müzik değil, bugün hangi konuda konuşursanız konuşun; insanlar eski teknolojilerle yapılan işleri büyük özlemle anlatırlar (her ne kadar eskiden uzun ve yorucu bir süreç alsa bile).
Kompozit malzemeden yapılan bağlama, akustik açısından ağaçtan yapılan malzemenin yerini tutmayabilir tabi ki. İsmi de gerçekten abartılı buldum ben de
Ancak, bi yere kadar gelmek isteyen acemi kişiler için daha dayanıklı olması açısından faydalı olacağını düşünüyorum. Bağlama çalmaya hevesli bir kişi belli bir seviyeye gelene kadar bu bağlama ile çalışır, belirli bir ilerleme kaydettikten sonra kendine özel yapılmış bir bağlama ile tatlı tatlı dertleşerek müziğini icra eder )
Ayrıca VST teknolojisinin ilerlediği şu günlerde, enstrümanın yüzünü bile görmeden kayıt yapanlar var. Duruma bir de bu açıdan baktığımızda, bağlama olsun da varsın kompozit olsun diye düşünebiliriz bile
Saygılar,
Tezcan